Cumartesi

UZAK DOĞUYA GİDELİM

JAPON KÜLTÜRÜ
Geyşa kültürü: Günümüzde kelime olarak biraz çarptırılmış olsa da, geyşalık Japonlara atalarından, 11. yüzyıldan kalmış olan bir sanattır. Geyşalık; oturma, kalkma, sanatın bir çok dalıyla uğraşma, dans etme, güzel konuşma gibi sıkı disiplin gerektiren çeşitli eğitimlerin sonucunda kademe kademe edinilen bir mertebedir.
Origami: (Kağıt katlama sanatı) Japonya'da dikkat çeken özelliklerden biriside, kağıt katlama sanatıdır. Özellikle turna kuşu şeklinin uğur getirdiğine inanan Japonlar bu inançlarını sanata dönüştürüp, çeşitli festivaller ve törenlerle Origami'yi bir görsel şölene çevirmeyi başarmışlardır.
Bonsai- İkebana: Bonsai, "saksıdaki ağaç", İkebana ise; "yaşayan çiçek" anlamına gelir. Her ikisi de Minyatür ağaç sanatıdır. Japonların modern bir hayat içinde yaşayarak, doğaya olan saygılarını simgelemektedir. Bonsai ve İkebana, ikisi de özel yetiştirilen minyatür ağaçların, dallarının birbirine uyumlu bir şekilde kesilmesi ile ortaya çıkan sanat eserleri konumunda canlı bitkilerdir.
Banruki: (Japon kukla sanatı) Neredeyse yarım insan boyutunda olan kuklalarla, tiyatro sahnelerinde genellikle sosyal içerikli konular işlenir.
Kabuki: Geleneksel Japon dramasıdır. Kıyafetler, renkli dekorasyonlar içinde sergilenen bu sanat dalının konuları, tarihsel ve melodramatik olur.

NEREYİ GEZSEK?
Her özelliği ile size çok farklı hayatlar yaşatacak bir ülke; teknolojinin merkezi, uzay üssü gibi ulaşım olanakları, kimono, gelenek görenekleri, yemekleri, yaşadıkları evleri, geyşalık sanatı, Bonsai, Japon bebekleri ve daha bir çok özelliği ile, Japonya gezinizde bu güzelliklerin hepsini keşfetmeye vakit bulmanız dileğiyle...

BAŞKENT: TOKYO
Tokyo'da çok fazla Japon kültürünü bulabilmeniz mümkün değil! Japon kültürünün incelikleri dışında, gelişmiş bir teknoloji, ucu bucağı belli olmayan ulaşım olanakları, koşuşturan insanlar ve gökdelenlerle karşılaşacaksınız Tokyo'da...
Ancak bu kadar yoğun yaşanan teknolojik hayatın içinde şunu unutmayon ki! "Japonya güzelliklerini çok fazla saklayabilen bir ülke değildir" ne kadar teknoloji gelişse de tapınaklarının güzelliklerini saklayamıyorlar. Tokyo'da çok sayıda müze, tapınak ve galeriyi gezebilir, Shinjuku'de eğlenebilir, Yurakucho da alışveriş yapabilir, Asakusa da bulunan “Kannon Tapınağını” ziyaret edebilirsiniz.

Tokyo'da ışıklardan, ihtişamdan, teknolojiden ve Japonya'yı Japonya yapan otantik yapısından büyülenmek için, Yokohama ile Tokyo'yu birbirine bağlayan köprüyü özellikle gece görmelisiniz.
ŞEHİR: NARA
Japon kültürünün göbeğindesiniz. Kimonolar terlikler, küçük evler, Budizm anlayışı ve tapınaklar, hepsini Nara da bulabilirsiniz. Japonya'nın en eski tapınağı olan "Mutluluk Üreten Tapınağını", Kırmızı Tapınak, Pagoda Tapınağını, Nara Parkı'nda ki tapınakları ve parkın içinde bulunan geyiklerini görebilirsiniz.

ŞEHİR: KYOTO
Tapınaklarıyla meşhur olmuş bir şehir olan Kyoto'da en çok ilgi gören yer; bütün Kyoto'yu tepeden gören terası ile ilgi odağı olan, Kıyomızu ve "altın ev" olarak bilinen tapınaktır.
ŞEHİR: OSAKA
Tokyo gibi metropoliten bir şehirdir. Japonya'ya gelen bir çok turistin alışveriş yapmak için bu şehri seçmesi ile ünlenmiştir. Osaka; Japon kültürü adına, Nara ile Tokyo arasında kalmış denebilir, Nara kadar mistik bir havası yok, Tokyo kadar Avrupai değil. Tam ikisinin ortasında kalmış bir şehir. Osaka, alışveriş olanakları ile modernleşirken, 14. yüzyıldan kalma Himeji Kalesiyle de Japon kültürü yaşanmaktadır.

NE YESEK?
Tabiiki de sushi; çiğ balık denebilir, ama basit bir çiğ balık deyip geçmemek lazım. Sushi'nin pirinçli, avokadolu, karidesli gibi birçok çeşidi bulunuyor. Japon mutfağının sadece sushi'den oluştuğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz demektir."Sashimi" Sushi benzerinde bir yemek, tek farkı içinde pirinç olmaması ve soya sosu konularak yenmesidir.Japonya'nın Türk yemeklerine benzeyen lezzetleri de yok değil. "Gyoza" Mantı tarzında bir yemektir."Gohan" Pirinç pilavı benzerinde bir yemek sadece tuzsuz (shio) denebilir. Japon yemekleri hakkında ufak bir ayrıntı; bu ülkede restoranlarda tuz bulma konusunda zorlanabilirsiniz.
Tabii ki de Japon yemeklerinden hoşlanmazsanız Japonya gibi ziyaretçi akının uğrayan bir ülkede her tarzda yemeği bulabileceğiniz bir çok seçkin restoran bulabilirsiniz.

NE ALSAK?
Alışveriş için Tokyo'yu ve Osaka’yı seçebilirsiniz. Büyük alışveriş merkezleri ve birçok ünlü butik bu şehirlerde yer alıyor. Teknolojinin merkezine gelip de elektronik aletler almamak olmaz. Aradıklarınızı genellikle Tokyo'da ki büyük alışveriş merkezlerinde bulabilirsiniz.Ancak alışveriş yaparken Japonya’nın ve özellikle Tokyo'nun çok pahalı bir şehir olduğunu unutmayın.
Kimono: Japon kültürünün en belirgin özelliklerinden birisi de kimonodur. Renkli, desenli ve hepsi sanki birer tabloymuş gibi görüntüsü ile herkesin çok beğendiği bir kıyafettir. Kimonolar sadece özel günlerde ve “İkebana”(çiçek düzenleme sanatı) denilen günlerde giyiliyor. Japonya gezinizin ardından kendinize ve sevdiklerinize armağan olacak en güzel hediye, kimono olacaktır.

EĞLENCE ZAMANI
Japonya'da tamamen farklı tarzları yaşayabileceğiniz bir eğlence kültürü vardır. Bunraku, Kabuki gibi geleneksel sanatları artık sadece Tokyo Ulusal Tiyatrosu'nda devam etmektedir. Modern eğlence anlayışını ise, Tokyo gibi metropol şehirlerde bulabilirsiniz, barlarda, restoranlarda eğlenebilir ya da Japonya'nın kumarhanelerinde paçinko oynayabilir, kareoke barlarda şarkılar söyleyebilir, ve tabii ki de Japonya'nın geleneksel içkisi saki içebilirsiniz.

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM
Ulaşım konusunda Japonya hakkında çok fazla bir şeyden bahsetmenin gereği yok. Özellikle tren sistemleri o kadar çok gelişmiş ki "bu kadar da olmaz" diyerek hayretler içinde kalabilirsiniz. Uzay mekiğini andıran ulaşım sistemi ile gideceğiniz yere en kısa sürede ve rahat bir şekilde ulaşabilirsiniz. Bu arada, Japonya'da trafiğin "soldan" olduğunu da unutmayınız.

Tokyo:
Tokyo is Japan's capital and the country's largest city.
Tokyo is also one of Japan's 47 prefectures but is called a metropolis (to) rather than a prefecture (ken). The metropolis of Tokyo consists of 23 city wards (ku), 26 cities, 5 towns and 8 villages, including the Izu and Ogasawara Islands, several small Pacific Islands in the south of Japan's main island Honshu.

The 23 city wards (ku) are the center of Tokyo and make up about one third of the metropolis' area, while housing roughly eight of Tokyo's approximately twelve million residents.
Prior to 1868, Tokyo was known as Edo. A small castle town in the 16th century, Edo became Japan's political center in 1603 when Tokugawa Ieyasu established his feudal government there. A few decades later, Edo had grown into one of the world's most populous cities.
With the Meiji Restoration of 1868, the emperor and capital were moved from Kyoto to Edo, which was renamed Tokyo ("Eastern Capital"). Large parts of Tokyo were destroyed in the Great Kanto Earthquake of 1923 and in the air raids of 1945.


Osaka Travel Guide
With a population of 2.5 million, Osaka is Japan's third largest and second most important city. It has been the economic powerhouse of the Kansai region for many centuries.
Osaka was formerly known as Naniwa. Before the Nara Period, when the capital used to be moved with the reign of each new emperor, Naniwa was once Japan's capital city, the first one ever known.

In the 16th century, Toyotomi Hideyoshi chose Osaka as the location for his castle, and the city may have become Japan's capital if Tokugawa Ieyasu had not terminated the Toyotomi lineage after Hideyoshi's death and moved his government to distant Edo (Tokyo).


Youth Hostels
Youth hostels are among the most inexpensive types of accommodation in Japan. One night typically costs between 2500 and 3500 yen per person and usually 1000 yen more for non-members. Memberships can be purchased at the hostel.

There are over 300 youth hostels spread out across Japan. They do not differ much from European or American youth hostels, except that breakfasts and bathrooms may be in the Japanese style.

Pazar

Kıbrıs

Akdeniz'in en temiz suları, üç kıtanın birleşme noktası ve anavatandan bir parça...
ÖNEMLİ TELEFONLAR
Nasıl telefon edilir : 00 90 + şehir kodu + tel numarası olarak aranır, ( cep telefonları çalışmaktadır )
Türk konsolosluğu:
Telefon kodu : 0 392 (Lefkoşa:22, Girne:81, Gazimagosa:36)
Ambulans: 112
Polis: 155
Güneşin ve Denizin Tadını Çıkartın
Öyle bir yer düşleyin ki, mavi suların serinliğinde hayatın tadını çıkartırken anavatanınızın kokusu çok yakınınızda olsun. Öyle bir çevre hayal edin ki, tarihin dokusunda milliyetinizle gurur duyun. Öyle bir doğa düşünün ki, renklerin en saf hali sizi hayran bıraksın.
Düşlerinizin hepsi, kendinizi vatanınızda hissedeceğiniz Kıbrıs’ta sizleri bekliyor.
Kıbrıs’ın Türkler tarafından tercih edilme sebeplerinin başında ılıman iklimi ve müthiş denizi geliyor. Özellikle yaz turizmi için Türklerin vazgeçemediği nadir mekanlardandır. Lüks otelleri, uzun ve temiz sahili, plajları ve masmavi denizi ile Kıbrıs her yaz nüfusunu ikiye katlamayı başarıyor. Mayıs-Ekim ayları arasında suyun ortalama sıcaklığı 24°C civarındadır ki bu da Kıbrıs için uzun bir yaz dönemi demektir.

Kıbrıs’da plajları ücretli ve ücretsiz olarak ikiye ayırmamız mümkündür. Eğer restoran ya da sahil sporları (beach volley, jet-ski vs.) gibi imkanlardan yararlanmak isterseniz ücretli plajlarda denizin tadını çıkartmak sizi daha memnun edecektir. 2004 yılında bu plajların ortalama girişi 10-40 milyon arasında değişiyordu. Bunun dışında otellerin havuzlarından da belli ücretler karşılığında yararlanabilirsiniz. Kıbrıs’ın sahillerinde yaz mevsiminde eğlence hiç durmaz. Eğer denize girmekle yetinmek istemiyorsanız; tesislerin Su Kayağı, Muz, Ringo, Jet-ski gibi aktivitelerinden yararlanmanız mümkündür.

Girne, kilometrelerce uzunluktaki plajları ile, dinlenmeyi ve sakin bir tatil geçirmeyi planlayanlar için kesinlikle ilk tercih olmalıdır. Burasını da gece hayatının çok hareketli olmaması nedeniyle sıkıcı bulma ihtimaliniz de olabilir. Lefkoşa adanın iç kesimlerinde kalması yüzünden yazları yaşanan bu turzim patlamasından payına düşeni alamıyor.
Kıbrıs’ın bozulmamış bitki örtüsünü, köy yaşantısını ve vahşi yaşamını görmenizin dışında eğer Karpaz’a uğrarsanız muhteşem sahilini de görebilirsiniz. Kumlu ve kayalıklı bu sahiller Caretta Caretta’ların nesillerin tükenmemesi için üremelerinin Doğu Akdeniz’deki en önemli yerlerden biri olarak kabul ediliyor. Güzellikleriyle Karpaz’ın sizi büyüleyeceğine emin olabilirsiniz.

Tarihin Sayfalarında Gezinelim
Kıbrıs’da her şeyin su ve güneşten ibaret olduğunu zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Kıbrıs, yüzyıllardır vatan olduğu birçok medeniyetin miraslarını hala taşımaktadır. Vaktiniz olursa ve özellikle yaz mevsimi dışında Kıbrıs’a gitmeyi planlıyorsanız, bu tarihi eserlerden bazılarını kesinlikle ziyaret etmenizi öneriyoruz.
BAŞKENT: LEFKOŞA
Büyük Han: Yapımı 1572 yılına dayanan bu yapı Türk mimarisinin en önemli yapılarından kabul edilmektedir. Kendisine benzer hanlardan farkı diğer tek girişli hanların aksine, iki tane girişinin bulunmasıdır.
Haydarpaşa Camii ( St. Katherina Kilisesi ): Kıbrıs’ın en zarif yapıları arasında yer aldığı söylenen bu eser, 14. yüzyılda inşa edilmiş ve Osmanlıların Kıbrıs’a girişinden sonra cami haline getirilmiştir. Önemli Lüzinyan yapılarından birisidir.
Arap Ahmet Camii: Kıbrıs’ta en fazla dikkati çeken camilerden birisidir. 1845 senesinde inşa edilmiştir. Günümüze kadar gelmiş bahçesinde eski Türk mezarları bulunmaktadır.
Lefkoşa Surları: Venediklilerin, şehri Osmanlı saldırılarından korumak için eski Lüzinyan surlarının üstüne yaptıkları onarımlarla inşa edilmiştir. Surlara giriş ve çıkışı sağlayan 3 kapı bulunmaktadır.
MAGUSA
Magusa Surları: Yüksek ve ince bir yapıya sahip bu surlar, 16. yüzyılda Osmanlılara karış önlem almak isteyen Venedikliler tarafından yeniden elden geçirilmiş ve kalınlaştırılmıştır.
Othello Kulesi: 14. yüzyılda Lüzinyanlar tarafından inşa edilmiş kule, kentin ana girişlerinden biri olarak kullanılmaktadır.
Lala Mustafa Paşa Camisi: ( St. Nicholas Katedrali ) Tüm Akdeniz dünyasının en güzel yapısı olarak kabul edilen bu eser 14. yüzyılın başlarında tamamlanmıştır. Lüzinyan kralları taç giyme töreni olarak önce Lefkoşa’da St. Sophia Kilisesi’nde Kıbrıs Kralı sıfatını, daha sonra da St. Nicholas Katedrali’nde Kudüs Kralı sıfatını kazanırlardı. Önceleri katedral olarak kullanılan bu yapı, 1571 yılında törenle cami haline getirilmiştir. Gotik tarzda işlenmiş eşsiz bir penceresi bulunmaktadır. Katedralin önünde bulunan tarihi ‘cümbez’ ağacı, adanın kuzey bölümlerinde çok ender bulunan bir incir ağacı türüdür.
Venedik Sarayı: 13. yüzyılda, Venediklilerin inşa ettiği krallık sarayıdır. Günümüzde, sarayın içinde Namık Kemal’in 1873 senesinde Kıbrıs’a sürüldüğü zaman 38 ay kaldığı bina da yer alır.
Salamis Antik Şehri: İçinde Zeus Tapınağı, pazar yeri, bazilikalar, surlar, spor alanı, nekropol, tiyatro ve limanlar barındıran bu antik şehir; Bronz Çağı sonlarında Akalar tarafından kurulmuştur.
GİRNE
Girne Kalesi: 7. yüzyılda Arap akınlarına karşı kenti korumak amacıyla yapılmıştır.
St George Kilisesi: 12. yüzyılın başlarında yapıldığı düşünülen bu kilise, kalenin içinde yer almaktadır.
Batık Gemi Müzesi: Yine kalenin içinde yer alan bu müze, bugüne dek ele geçirilen en eski gemi kalıntılarına evsahipliği yapmaktadır. 1965 senesine bir sünger avcısı tarafından denizin 3 m. derinliğinde görülmüş olan bu gemi, büyük zorluklarla su yüzüne çıkarılmıştır. Batış tarihi yaklaşık olarak M.Ö. 2. yüzyıl olarak tahmin ediliyor.
St. Hilarion Kalesi: Arap saldırılarına karşı korunma amacıyla yapılan kalelerden biridir. Önceleri stratejik açıdan önemli olmasına rağmen, zamanla soyluların dinlenme ve tatil beldesine dönüşmüştür. Kalenin doğu kısmında bulunan Kraliçe Penceresi’nden görülen manzara eşsizdir.
Bellapais Manastırı: Beşparmak Dağları’nın eteklerinde kurulmuş olan bu manastırın ilk binasının yapımı 13. yüzyılın hemen başında tamamlanmıştır. Yapının büyük bölümü Fransızlar tarafından inşa edilmiş, Kıbrıs Osmanlılar’ın eline geçtikten sonra Yunan Ortadoks Kilisesi’ne verilmiştir. Gotik sanatının eşsiz yapılarından biridir.
Lambousa: Bu antik kentin kazı çalışmaları 1900’lu yıllarda başlamıştır ve çıkan eserlerin birçoğu Londra, Paris gibi şehirlerde sergilenmektedir. Hazinelerin Arap akımları sırasında toprağa gömülmüş olabileceği söyleniyor.
Sourp Magar Manastırı: Günümüze ulaşan kalıntıları, 19. yüzyıldan kalmıştır. Zamanında Ermeni Hacıların hacca giderken geçiş noktası olarak kullandıkları manastırın kuruluşu 12. yüzyıla dayanmaktadır.
St. Mamas Manastırı
GÜZELYURT
St. Mamas Manastırı: 18. yüzyıldan kalma bu manastır, Bizans kilisesi kalıntıları üzerine Lüzinyanlar tarafından inşa edilmiştir.
İSKELE
Aphendrika: Bu antik kentin M.Ö. 2. yüzyılda Kıbrıs’ın en önemli şehirlerinden olduğu söyleniyor. Kentin; kalesi, tapınağı, limanı ve kaya mezarlıklarıyla beraber yakınında 3 tane kilise de görülmeye değer.
LEFKE
Soli Harabeleri: Limanı ve bakır madenleriyle zamanının önemli merkezlerinden olan Lefke’nin bu antik şehri; bazilikası, kilisesi ve tiyatrosuyla görmeniz gereken tarihi alanlardandır.
Vouni Sarayı: Soli Antik Kenti’nin kontrolü için 5. yüzyılda yapılmıştır. Toplam 137 odası bulunan bu sarayın güneyinde de Athena Tapınağı’nın kalıntıları gezilebilir.
Kıbrıs Mutfağı’nın Değişik Tatlarını Keşfedelim

Şeftali Kebabı
Tarihinin başından günümüze kadar çok çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan Kıbrıs’ın tamamen kendine özgü bir mutfağı yoktur. Yemeklerin hazırlanmasının yanında sunumu da Kıbrıslılar için büyük önem taşır. Arap kökenli bir yemek olan ‘Molohiya’ denenebilecek yemeklerden sadece bir tanesidir.
Yöresel yemekler arasında deneyebileceklerinizi; yeşil mercümekten yapılan ‘mücendra pilavı’, hellim böreği, ve Şeftali Kebabı ( ismi sizi kandırmasın; bu kebap türünü ilk yapan Şef Ali ‘nin isminden zamanla şeftali kebabı adını almıştır) olarak sıralayabiliriz.
Kıbrıs’ta uluslararası mutfakları da bulmak da kolaydır. Özellikle Hint, İtalyan, Çin ve Fransız mutfaklarını sizin hizmetinize sunan restoranlar bulunmaktadır.
Kıbrıs’da Alışveriş
Özellikle Kıbrıs’a özgü el sanatı eserleri satan dükkanları gezmenizi ve Kıbrıs’dan evinize hatıra olarak küçük de olsa bir şey almanızı öneriyoruz. Tavla takımları elişi olmaları nedeniyle çok zarif ve çok güzeldir. Ayrıca evinizde bulunmasını isterseniz el yapımı ve süslemeli nargileleri de Kıbrıs’dan almanız mümkündür. El yapımı eserlerden bahsederken Türk bebeklerinden söz etmememiz haksızlık olacaktır. Çok şirin bu bebeklerden bir tane de olsa eve götürmeyi sakın unutmayın!
Kıbrıs’ın bir diğer alışveriş olanağı da konfeksiyon ürünleridir ki bunlar çok ucuz ve çok kaliteli mallardır. Fakat genelde pazarlık yapılmıyor. Lefkara danteli de Kıbrıs’a özgü bir diğer hatıra olabilir.
Gideceğiniz şehirlere göre alacaklarınız da değişecektir. Fakat biz size özellikle Lefkoşa Belediye Çarşısı ve Girne Ordu Pazarı’na uğramanızı öneriyoruz.
Eğlence Zamanı
Otellerin aktiviteleri ve düzenledikleri organizasyonlar dışında Kıbrıs’ta gece hayatı çok hareketli değildir. Gece klüpleri ve barlar genelde sahil kasabalarında toplanmıştır. Eğer yaz mevsiminde deniz ve güneşten çok yorulmamış olursanız, size sahildeki bu eğlence mekanlarına gitmenizi öneriyoruz. Özellikle Nisan ayından sonra havaların ısınmasıyla cuma-cumartesi geceleri bu mekanlar dolmaktadır. Gece hayatında Kıbrıs’ın önemli bir özelliği de yurdumuzun diğer tatil yörelerine göre gayet ucuz olmasıdır.

Gece hayatının yanında Türkiye’den Kıbrıs’a gidişin en önemli sebeplerinden biri de kumarhanelerin burada yasal oluşudur. Kumarhane turizmi, adanın en önemli gelir kaynakları arasında yer almaktadır ve her sene, özellikle Türkiye’den, birçok insanın adaya gidiş sebebi olmaktadır. Yaz mevsimi dışında Kıbrıs’a gitmeyi düşünüyorsanız, sıkılacağınızı düşünmeyin. Eğlence her zaman devam ediyor.

Kıbrıs’a Ulaşmak
Türkiye Kıbrıs arası yaklaşık 70 km.dir. ve her gün Kıbrıs’a; İstanbul, Ankara ve İzmir’den uçak seferleri yapılmaktadır. Bu seferlerin sayısı mevsime ve yoğunluğa bağlı olarak değişiyor.
Havayolunu kullanabilmenizin yanında, denizyoluyla da Kıbrıs’a ulaşabilirsiniz. Alanya’dan feribotla Girne’ye, Taşucu’ndan (İçel’in bir beldesi) 2 saatlik bir deniz otobüsü yolculuğuyla yine Girne’ye ulaşmanız mümkün olacaktır. Yaz aylarında Adana ve Anamur’dan da Kıbrıs’a ulaşmak için deniz ulaşım araçları bulunabilir.
Adanın İçinde Ulaşım
Şehirlerarası ulaşım için tercih edebileceğiniz en önemli ulaşım yolu otobüslerdir. KKTC’nin 6 şehri arasında gidip gelebilmeniz için en uygun ve en kolay yol da budur. Ayrıca şehir-içi ve şehirler-arası ulaşımda taksilerden de yararlanabilirsiniz. Fakat bu size biraz daha pahalıya gelebilir. Yine de yaz sıcaklarında uzun mesafe gidecekseniz otobüslerin klimalı olduğundan emin olun!